Fransa’da erken genel seçimlerde mecliste en fazla sandalye sayısına ulaşan ancak başbakan adayı için henüz ortak bir isimde anlaşamayan sol ittifakı, kamuoyunda yeterince “birlik” olamadıkları yönünde bir resim çizerken bu durum, meclisteki ikinci büyük ittifakın sahibi olarak Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un siyaset takvimini belirlemede ve kurulacak hükümette daha belirleyici rol üstlenmesiyle sonuçlanabilir.
Macron’un aşırı sağın 9 Haziran’daki Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerindeki yükselişine karşı siyaset arenasına “netlik” kazandırmak için gittiği erken seçimler, daha fazla “karışıklık” getirdi ve ülkeyi tarihinde alışık olmadığı bir koalisyon sürecine sürükledi.
Fransa’da ilk turu 30 Haziran, ikinci turu 7 Temmuz’da yapılan seçimlerde Boyun Eğmeyen Fransa (LFI), Sosyalist Parti (PS), Fransa Komünist Partisi (PC) ve Yeşillerin (EELV) oluşturduğu solcu Yeni Halk Cephesi ittifakı 178 milletvekili ile mecliste en fazla sandalyenin sahibi olurken Macron ittifakı 163 sandalyeyle 2’nci sıraya, aşırı sağcı Ulusal Birlik (RN) ittifakı ise 143 sandalyeyle 3’üncü sıraya yerleşti.
Seçim sonuçları, daha önceki genel seçimlerde aralarındaki fikir ayrılıkları nedeniyle Macron’a karşı bir türlü ittifak kuramayan sol partilerin ülkeyi yönetme arzularını filizlendirirken taze ittifakın hala ortak bir başbakan adayı belirleyememesi, seçmen nezdinde solcuların hükümet kurabileceğine olan inancı zedeliyor.
Öte yandan solun içinde bulunduğu durum, Macron’un mecliste istikrarlı bir çoğunluk sağlanana kadar yeni bir başbakan atamayacağı yönündeki tezini doğrularken meclisteki ikinci büyük ittifakın sahibi olan cumhurbaşkanının siyasi takvimini belirlemede ve koalisyon süreçlerini yönlendirmede elini güçlendiriyor.
BOYUN EĞMEYEN FRANSA GERİ ÇEKİLDİ
Fransa’da seçimlerde en fazla sandalye sayısına ulaşan solcu Yeni Halk Cephesi ittifakı henüz ortak bir başbakan adayı üzerinde anlaşamadı. Yaşadıkları fikir ayrılıkları nedeniyle daha önceki genel seçimlerde bir türlü ittifak kuramayan ancak bu seçimlerde kurdukları ittifak ile mecliste en fazla sandalyenin sahibi olan sol partilerin, seçim sonrası ilk siyasi “birlik” sınavı başbakan adayının belirlenmesi oldu.
İttifakın önde gelen partilerinden Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) diğer sol partiler ile birlikte başbakanlık için Reunion Bölgesel Konsey Başkanı Huguette Bello’yu önerdi ancak Sosyalist Partiden (PS) bu isme onay çıkmadı. Bunun üzerine LFI, ittifakla hükümet kurma müzakerelerinden çekildiğini duyurdu.
LFI’nin “geri çekilme sinyali” sosyalistler üzerinde baskıyı artırırken PS diğer sol partileri yanına alarak başbakanlık koltuğu için siyaset dışı bir isim olan Paris Anlaşması’nın kurucularından iklim elçisi Laurence Tubiana’nı öne çıkardı. LFI’li siyasiler ise siyaset dışı bir ismin belirlenmesinin “seçmene hakaret olacağı” tezini savunarak “Macronla yarışır” diyerek hükümete yakın olmakla suçladıkları Tubiana’ya sıcak bakmadı.
Sol ittifakın mecliste en fazla sandalyeye sahip partisi LFI ile ikinci büyük partisi PS arasında başbakan adayı konusunda yaşanan çekişme, ittifakın parçalanabileceği ihtimalini gündeme getirirken, yeni hükümetin kurulması için “istikrarlı çoğunluk” şartı koşan Macron’un eli güçlendi.
Halihazırda iç siyasi çekişmelere sahne olan sol ittifakının parçalanmasını avantaja çevirebilecek olan Macron cephesi, ılımlı solcular ve sosyalistler ile koalisyon kurabileceklerinin sinyalini veriyor.